Yenilenebilir Enerji Araştırmaları Derneği (YENADER) Başkanı Prof. Dr. Kerem Alkin, Türkiye’nin 2019 ve 2020 yıllarında yaptığı yatırımlarla “yenilenebilir enerji” alanında Avrupa ve dünya sıralamasında kayda değer bir basamakta olduğunu kaydetti.
Alkin, “Tüm dünyaya ‘karbon salımı’nı şimdiden iki yıl arka arkaya azaltmış bir Türkiye olduğumuzu hatırlatmamız gerekiyor. Bu nedenle, dünyanın önde gelen 40 ülkesinde eninde sonunda açıklaması istenecek “sıfır karbon toplumu”na geçiş veya “sıfır karbon ekonomisi”ne geçiş tarihine dönük baskılar arttı.
Bu dönemde, “yeşil gelecek”, “sürdürülebilir gelecek” ve “sıfır karbon toplumu” konusundaki kararlılık bir kez daha perçinlenebilir. 2021- 2023 dönemini, yenilebilir enerji yatırımları, nükleer enerji yatırımları, imalat sanayindeki ‘yeşil üretim’ hamleleri ve ‘sıfır karbon’lu ticaret atağına yönelik seri adımlarla; dünyayı yaşanabilir kılmak adına en ciddi çabayı ortaya koyan ülkelerin başında geldiğimizi; strateji, politika ve verilerimizle en net şekilde ortaya koymalıyız.
Bu tablo Türkiye’nin dünya ekonomisindeki saygınlığına ve küresel ticaretteki ağırlığına da son derece ‘pozitif’ olarak yansıyacaktır” dedi. Türkiye’nin coğrafi yapısının yenilenebilir enerji kaynaklarından enerji üretmek için oldukça büyük bir potansiyele sahip olduğunu belirten Alkin, yerli ve milli kaynaklar ile bu potansiyelin daha iyi ve etkin kullanılmasının ülke ekonomisine oldukça katkı sağlayacağını belirtti.
Küresel iklim değişikliği krizine kalıcı, sürdürülebilir çözümler üretmek konusunda yenilenebilir enerji kaynaklarını maksimum düzeyde kullanmanın çok büyük önem taşıdığına dikkat çeken Alkin, tüm dünyadaki nüfus artışı ve gelişen teknolojiye bağlı olarak enerjiye ihtiyacın arttığını anımsattı.
“Senkronize ve kararlı çözümler gerekiyor”
Alkin, fosil yakıtların havaya saldığı karbondioksit yüzünden dünyanın her geçen gün daha da kirlendiğini, artan sera gazı emisyonunun tetiklendiği, iklim değişikliği ve küresel ısınmanın tehlikeli ve şiddeti giderek tırmanan doğal afetlere sebep olduğunu aktardı.
Bu sebeple Birleşmiş Milletler ve OECD gibi önde gelen uluslararası teşkilatların küresel ısınmadan dolayı yenilenebilir enerji hamlesine 5 kıtada öncelik verdiğini dile getiren Alkin, “Türkiye’nin de içinde bulunduğu dünyanın önde gelen 40 ülkesi, küresel iklim değişikliği krizine kalıcı, sürdürülebilir çözümler üretmek konusunda ne kadar senkronize ve kararlı çözümler üretir ve birlikte yürürler ise küresel tehditler o kadar zayıflar ve bertaraf edilir” dedi.
Enerji dönüşümü için yeni finans modelleri devreye giriyor
Türkiye’de 2019-2030 döneminde enerji dönüşümü için yatırım ihtiyacının yılda ortalama 5,3- 7 milyar $, finansman ihtiyacının ise 3,6-4,5 milyar $ arasında hesaplandığını anımsatan Alkin, yatırım ihtiyacının yüzde 30-40’ını enerji verimliliği yatırımlarının oluşturduğunu, yenilenebilir enerji tarafında finansman ihtiyacının % 30’unun doğrudan proje fonlaması, tematik tahviller, kitlesel fonlama ile karşılanacağının öngörüldüğünü bildirdi.
“Yaşanabilir daha temiz bir dünya hedefliyoruz”
Alkin, YENADER’in yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı konusunda ülkenin mevcut yenilenebilir enerji kaynak potansiyelini ortaya çıkarmayı, enerji alanında Türkiye’nin dışa bağımlılığını azaltarak cari açığının kapatılmasına yardımcı olmak adına akademik çalışmalar gerçekleştirmeyi, toplumu bilinçlendirecek eğitim seminerleriyle ortak zeminler üretmek için çaba göstermeyi amaçladığını bildirdi.
Türkiye’nin enerji ithalatının her geçen yıl arttığını belirten Alkin, 2000’li yıllarda çok düşük yenilenebilir enerji kapasitesine sahipken, bu alanda yapılan yatırımlarla toplam yenilenebilir enerji kurulu gücü bakımından ülkemizin Avrupa’da 5’inci, dünyada 12’inci sıraya yükseldiğini vurguladı.